51.Nasrettin hoca yedi asırdan beri dünyaya gülen o koca adam ona her yerde bir beşik
51.Nasrettin hoca yedi asırdan beri dünyaya gülen o koca adam ona her yerde bir beşik ve her devirde bir mezar gösterilir amma o bunlardan hangisinde sallandı büyüdü bu gün de nerede yattığını Allah bilir bizim bir bildiğimiz bir duyduğumuz var o bu gün bir kolu doğuda bir kolu batıda ve ruhu ebedilikle bir başlatır o bu dünya durdukça duracaktır bu ne sihirdir ne keramet ne de şöyle bir el çubukluğu marifet Nasrettin hocayı bu ölmezliğe eriştiren gülen yüzü tatlı dilidir biri gönlün yaylası biri de yaylanın güneşidir zaten adam dediğin ya yüzünden belli olur ya sözünden kötü adan acı soğan sözlü ve kara bulut yüzlüdür bu kara gülmezlerin yüzlerinden düşen yüz parçaya bölünür saya yağı ile yağlar çakır dikenle dağlar halbuki iyi adam tatlı dilli güler yüzlüdür bu güleç yüzlü adamların yüzlerinden nur mu dedin nur akar dillerinde de bal mı bal damlar hele de hocanın ne gözünde bir karartı vardır ne de yüzünde bir morartı alnının ortası bile güleç ve şendir ille de dili alimallah kaymak çalıverir balın üzerine gayrı onun sözüne sohbetine dediklerine doyulur mu hanları hanümanları cümle alemi ağzına baktırır her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır onunda huyu bu dobra konuşmak bir laf dilinin ucuna geldi ki öyle vezir vüzera gibi yut gitsin etmez lakin parmağım gözüne kör kadı hesabı değil şöyle tam yerine ve dengine getirir ve taşı da gediğine öylesine güzelce oturtuverir.