Nasrettin hoca, yedi asırdan beri dünyaya gülen o koca adam. ona her yerde bir beşik ve her devirde bir mezar gösterilir. Amma o bunlardan hangisinde sallandı büyüdü? Bu gün de nerede yattığını Allah bilir. Bizim bir bildiğimiz, bir duyduğumuz var o bu gün bir kolu doğuda, bir kolu batıda ve ruhu ebedilikle bir başlatır. O bu dünya durdukça duracaktır. Bu ne sihirdir, ne keramet; ne de şöyle bir el çubukluğu marifet. Nasrettin hocayı bu ölmezliğe eriştiren gülen yüzü, tatlı dilidir. Biri gönlün yaylası, biri de yaylanın güneşidir. Zaten adam dediğin ya yüzünden belli olur ya sözünden. Kötü adan acı soğan sözlü ve kara bulut yüzlüdür. Bu kara gülmezlerin yüzlerinden düşen yüz parçaya bölünür. Saya yağı ile yağlar, çakır dikenli dağlar. Halbuki iyi adam tatlı dilli güler yüzlüdür. Bu güleç yüzlü adamların yüzlerinden nur mu dedin nur akar. dillerinde de bal mı bal damlar. Hele de hocanın ne gözünde bir karartı vardır ne de yüzünde bir morartı; alnının ortası bile güleç ve şendir. İlle de dili alimallah kaymak çalıverir balın üzerine. Gayrı onun sözüne, sohbetine, dediklerine doyulur mu? Hanları hanümanları cümle alemi ağzına baktırır. Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır. Onunda huyu bu dobra konuşmak. Bir laf dilinin ucuna geldi mi öyle vezir vüzera gibi yut gitsin etmez. Lakin parmağım gözüne kör kadı hesabı değil, şöyle tam yerine ve dengine getirir ve taşı da gediğine öylesine güzelce oturtuverir.
31 Önemli: Nasrettin hoca, yedi asırdan beri dünyaya gülen o koca adam. ona her yerde bir beşik ve her devirde bir
31 Önemli:
Nasrettin hoca, yedi asırdan beri dünyaya gülen o koca adam. ona her yerde bir beşik ve her devirde bir mezar gösterilir. Amma o bunlardan hangisinde sallandı büyüdü? Bu gün de nerede yattığını Allah bilir. Bizim bir bildiğimiz, bir duyduğumuz var o bu gün bir kolu doğuda, bir kolu batıda ve ruhu ebedilikle bir başlatır. O bu dünya durdukça duracaktır. Bu ne sihirdir, ne keramet; ne de şöyle bir el çubukluğu marifet. Nasrettin hocayı bu ölmezliğe eriştiren gülen yüzü, tatlı dilidir. Biri gönlün yaylası, biri de yaylanın güneşidir. Zaten adam dediğin ya yüzünden belli olur ya sözünden. Kötü adan acı soğan sözlü ve kara bulut yüzlüdür. Bu kara gülmezlerin yüzlerinden düşen yüz parçaya bölünür. Saya yağı ile yağlar, çakır dikenli dağlar. Halbuki iyi adam tatlı dilli güler yüzlüdür. Bu güleç yüzlü adamların yüzlerinden nur mu dedin nur akar. dillerinde de bal mı bal damlar. Hele de hocanın ne gözünde bir karartı vardır ne de yüzünde bir morartı; alnının ortası bile güleç ve şendir. İlle de dili alimallah kaymak çalıverir balın üzerine. Gayrı onun sözüne, sohbetine, dediklerine doyulur mu? Hanları hanümanları cümle alemi ağzına baktırır. Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır. Onunda huyu bu dobra konuşmak. Bir laf dilinin ucuna geldi mi öyle vezir vüzera gibi yut gitsin etmez. Lakin parmağım gözüne kör kadı hesabı değil, şöyle tam yerine ve dengine getirir ve taşı da gediğine öylesine güzelce oturtuverir.
Nasrettin hoca, yedi asırdan beri dünyaya gülen o koca adam. ona her yerde bir beşik ve her devirde bir mezar gösterilir. Amma o bunlardan hangisinde sallandı büyüdü? Bu gün de nerede yattığını Allah bilir. Bizim bir bildiğimiz, bir duyduğumuz var o bu gün bir kolu doğuda, bir kolu batıda ve ruhu ebedilikle bir başlatır. O bu dünya durdukça duracaktır. Bu ne sihirdir, ne keramet; ne de şöyle bir el çubukluğu marifet. Nasrettin hocayı bu ölmezliğe eriştiren gülen yüzü, tatlı dilidir. Biri gönlün yaylası, biri de yaylanın güneşidir. Zaten adam dediğin ya yüzünden belli olur ya sözünden. Kötü adan acı soğan sözlü ve kara bulut yüzlüdür. Bu kara gülmezlerin yüzlerinden düşen yüz parçaya bölünür. Saya yağı ile yağlar, çakır dikenli dağlar. Halbuki iyi adam tatlı dilli güler yüzlüdür. Bu güleç yüzlü adamların yüzlerinden nur mu dedin nur akar. dillerinde de bal mı bal damlar. Hele de hocanın ne gözünde bir karartı vardır ne de yüzünde bir morartı; alnının ortası bile güleç ve şendir. İlle de dili alimallah kaymak çalıverir balın üzerine. Gayrı onun sözüne, sohbetine, dediklerine doyulur mu? Hanları hanümanları cümle alemi ağzına baktırır. Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır. Onunda huyu bu dobra konuşmak. Bir laf dilinin ucuna geldi mi öyle vezir vüzera gibi yut gitsin etmez. Lakin parmağım gözüne kör kadı hesabı değil, şöyle tam yerine ve dengine getirir ve taşı da gediğine öylesine güzelce oturtuverir.