85. Günümüzden dört yüz yıl kadar önce, Piza şehrinde bir kilisede yapılan ayin sırasında, tepeden sarkan
85. Günümüzden dört yüz yıl kadar önce, Piza şehrinde bir kilisede yapılan ayin sırasında, tepeden sarkan avizenin sallanmakta olması, çok kimsenin pek dikkatini çekmemişti. Hele başlangıçta daha geniş bir açıklık içinde salladığı, sonra sallantı yavaşladıkça açıklığında küçüldüğü, ancak bu geniş açıklığın da, dar açıklığında aynı eşit zamanlar içinde olduğu, yalnız bir kişinin dikkatini çekiyordu. Bu Galileo Galilei adındaki genç bilgindi. Bu avizenin sallantısı ile aynı uzunluğa ve aynı kitleye sahip tüm sarkaçların salınma sürelerinin eşit olduğu teorisini bulmuştu İzokran adı verilen bu teori, saatin ortaya çıkmasını sağlamıştı. Bu teoriyle ortaya çıkan pandül bu davayı halletmişti işte. Yaşadığı zamanı ölçme ve değerlendirme, insan zekasını en çok uğraştıran bir konuydu. Milattan yaklaşık bin yüz yıl önce Çinliler güneş saatini ortaya çıkardılar. Güneş saati basit bir çubuktan ibaretti. Güneşin durumuna göre, verdiği gölge ile zamanı anlıyorlardı. Bu alet yeryüzünde ilk saat olmuştu. Milattan altı asır önce Asurlular bu konuda başka önemli bir adım atarak su saatini buldular. Bu sistemde yetersiz kaldığından kum saati bulundu. İnsanlar mumdan ve urgandan da saatler yapıp zamanı ölçmeye çaba göstermişlerdi.